Defne-Yansıma

  İnsan çoğu zaman hayatını sadece kendi yaşadıkları üzerinden değerlendirir. Aldığı kararların, yaşadığı duyguların ve karşılaştığı olayların yalnızca kendisine ait olduğunu düşünür. Ancak Thomas Mann’ın Büyülü Dağ adlı eserinde geçen bu cümle, insanın yalnızca kendi kişisel hayatını yaşamadığını; aynı zamanda içinde bulunduğu çağın ve çevresindeki insanların hayatlarından da etkilendiğini gösterir. Birey, farkında olarak ya da olmayarak, yaşadığı dönemin düşüncelerini, sorunlarını ve değerlerini kendi hayatına taşır. Bu nedenle insanın yaşamı, yalnızca bireysel bir yolculuk değil, aynı zamanda çağının bir yansımasıdır. Kişi ne kadar çağına karşıt yaşamak istese de bu onu farklı bir yaşam yanı sıra zorluk ve toplumun dışında ister istemez bırakır. Çünkü toplum bireylerden oluşur ve bireyler çağın yansımasıdır. Siz o çağdan geri kalırsanız topluma uyum sağlayamamanın yanı da toplumda size uyum sağlayamaz. Yani yaşadığımız hayat sadece bizim kararlarımız değil bizim kararlarımızı etkileyen o dönem ve toplumunun etkisiyledir.

  Kararlarımızda toplumun etkisini aslında bir çok örnekle gösterebiliriz ama önce en eskiden başlayarak günümüze gelelim.15.Yüzyıldasın,halk sadece dini ve temsilcilerini dinliyor ne bir sorgulama ne de bir baş kaldırı var. Aslında Thomas Mann’in sözüyle de uyuşuyor bakarsak. O dönemki toplum için bunlar normaldi ki sayılı kişi haricinde kimse bu durumdan mutsuz değildi. Ya da öyleyseler bile susuyorlardı. Sen azınlık bir kısımda olup dini kuralların yanında bilgiyi öğrenmek istedin. Toplumda dini kuralları sorgulamaya başladın yani onların deyimiyle asi oldun. Ancak bir gün biri sana cadı dedi ve sen alakasını bile sorgulayamadan sonun geldi. Hem de o toplumun önünde. Eğer sende o çağdaki her birey gibi döneme uygun olsaydın, dışına çıkmasaydın sonun farklı olabilirdi. Bu kötü bir şey değildi elbette ki, günümüzde böyle olmamızın sebebi de çağın ötesinde düşünenlerdir. Sadece 2 grup insan vardır biri bahsettiğim şekilde olan diğeri iste Thomas Mann’ında bahsettiği gibi kendi karalarını, hayallerini, hatalarını döneme göre yapan. Zaten dönemin insanları dediğimiz kavramda onlar sayesinde çıkmıştır. Gelelim günümüze, günümüzde ise çağın etkisi çok daha farklı ama bir o kadar da güçlüdür. Artık toplumun yönlendirme aracı din değil, çoğu zaman sosyal medya, popüler kültür ve genel kabul görmüş yaşam tarzlarıdır. İnsanlar ne giyeceklerinden nasıl düşüneceklerine kadar birçok konuda çevrelerinin ve toplumun beklentilerine göre hareket eder. Örneğin, sosyal medyada belirli kalıplara uymayan, farklı düşünen ya da çoğunluğun benimsediği fikirleri sorgulayan bireyler tuhaf, uyumsuz ya da dışlanması gereken kişiler olarak etiketlenebilir. Bu durum, geçmişte cadı ilan edilmek kadar sert olmasa da, bireyin toplumdan soyutlanmasına neden olur. Bu yüzden günümüzde de insanlar, çağın dışında kalmamak için bazen kendi düşüncelerini bastırır, susmayı ya da çoğunluğa uymayı seçer. Bu da Thomas Mann’ın sözünde vurguladığı gibi, bireyin hayatını yaşarken aslında çağının hayatını da yaşadığını gösterir.

Sonuç olarak insan, kendi hayatını yaşadığını düşünse bile, aslında yaşadığı çağın sınırları içinde hareket eder. Tarih boyunca bu sınırlar bazen dinî baskılarla, bazen korkularla, bazen de toplumun çoğunluğuna uymayanları dışlama yoluyla çizilmiştir. Yöntemler değişse de bireyin üzerindeki toplumsal baskı varlığını sürdürmüştür. İnsan, çağının dışında kalmayı seçtiğinde yalnızlaşmış; uyum sağladığında ise kendinden bir parça vermek zorunda kalmıştır. Thomas Mann’ın da vurguladığı gibi bireyin hayatı, yalnızca kendi seçimlerinden değil, o seçimleri şekillendiren çağın ve toplumun ortak etkisinden oluşur.


Defne Duru Başdemir 11/C 1430

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zeynep-Kötülük Problemi

Sude-Krizler Arası Sıkışmak

Murat- SESSİZ CİNAYET