Uğur-Vicdan
Ahmet, kör olduğunu bildiği Mehmet’in bir uçuruma doğru yürüdüğünü görüyor, ama ondan hoşlanmadığı için aşağıya yuvarlanmasına göz yumuyor. Bunu cinayet olarak sayıp saymamak için yorumlamam gerekirse;
Bence bu olay tam olarak “cinayet sayılır mı?” sorusuna göre çok tartışmalı, her yoruma açık bir durum ama ben kendi düşüncemi açıkçası söyleyeyim. Ahmet, Mehmet’in kör olduğunu biliyor ve uçuruma doğru yürüdüğünü de fark ediyor. Yani aslında onun öleceğini veya başına bir şey geleceğini önceden tahmin edebiliyor ama Ahmet buna rağmen, sadece ondan hoşlanmadığı için bir şey yapmıyor. Bana göre bu, dolaylı yoldan eline silah alıp öldürmek kadar olmasa da etiklik ve ahlaki olarak kesinlikle cinayet sayılır. Çünkü birini öldürmek sadece ruhunu almak vb. olarak değil, yardım edebilecekken, elinden bir iş gelebilecekken yardım etmemek de olabilir. Bir insan, başka birinin ya da arkadaşının öleceğini bildiği halde sessiz kalıyorsa, o kişi tamamen masum olamaz. Tamam, belki mantık olarak öldürdü denemez ama vicdan olarak suçludur. Çünkü ortada yapabileceği 2 tane tercih var: isterse ona seslenip durdurup ona yardım edebilirdi. Sırf hoşlanmıyor diye bunu yapmamak, insanlığa doğru değildir. Aslında günümüz olaylarına çok benzer bir durum maalesef ki. Şahsen ben böyle bir durumda olsam, o kişiden hoşlanmasam bile birini ölüme terk etmek bana ağır gelirdi, yapamazdım. Çünkü o an sadece bir insanı değil, bir vicdanının olmadığını yani büyük bir vicdansızlık göstermiş oluyorsun. Belki Ahmet, içinden ben elimi sürmedim, kendi düştü diye düşünür ama gerçekler öyle değil. Çünkü o düşüşe izin vererek, o olayı bilinçli olarak başlatıyor. Açıkçası bu olayda en önemli şey kişinin niyetidir. Ahmet’in niyeti yardım etmemek ve onun ölmesini izlemek. Yani içinde bir kötülük var. Bir insanın ölümünü izlemek, onu öldürmek gibi olmasa da aynı sonuca çıkan bir şeydir. Yine aynı hissi verir. Çünkü birini kurtarabilecek durumdayken hiçbir şey yapmamak, onu ölüme terk etmek demek. Bu bana soğuk ve acımasızca geliyor. Ayrıca insanlık denen şey, sadece aman ben kimseye karışmayayım kimsede bana karışmasın demek değildir. Eğer biri zarar görecekse ve biz bunu biliyorsak ya da görüyorsak, müdahale etmekte etmemekte bizi de olayın içine sokar. Yani bir şey yapmamak da bazen bir şey yapmak anlamına gelir. Bu olay bana biraz gerçek hayatta insanların duyarsızlaşmasını hayattan kopmasını hatırlatıyor. Bazen biri yere düşüyor, herkes izliyor. Kimse kaldırmıyor. Herkes benim sorumluluğum değil diyor. Ama işte o düşünce, toplumu olumsuz hale getiriyor ve toplum gittikçe de yozlaşıyor. Bu olayı sadece bu örnek üzerinden düşünmesek bile hayatımızda toplu taşımada veya herhangi bir yerde toplumun bu isteksizliği insanlara karşı duyarsızlığı toplumu çok kötü hale getirdi ve şahsen bu toplumun düzeleceğini düşünmüyorum. Çünkü toplumumuz her şeye kural gözüyle bakıyor kural varsa yapmam kural yoksa istediğimi yaparım düşüncesinde ve bu kesinlikle yanlış bir düşünce biçimidir. Yazılı olmayan kurallarda vardır bu tür toplumsal olayları arkadaş ilişkilerini vb. Şeyleri etik açıdan da düşünmeliyiz çünkü ahlaklı insan olmak bunu gerektirir. Gerçekten iyi bir insan olmak ve topluma faydamızın dokumasını istiyorsak, sevip sevmemeyi fark etmeden yardım etmemiz gerekir. Çünkü insanlık sadece sevdiğine iyilik yapıp iyi davranmak değildir. Asıl karakter sevmediğine bile kötülük etmemekte herkese aynı davranmakla anlaşılır. Sonuç olarak toparlamam gerekirse: Ahmet hukuk kuralları açısından belki ceza almaz ama vicdan olarak kendini suçlu hissetmektedir ve bence bu cezanın en ağırı. Çünkü ömür boyu o anı unutamayacaktır. Mehmet’in düşüşünü, çığlıklarını ve ölmeden önce çektiği acıyı hep içinde taşıyacak ve yaşayacaktır. O vicdan azabı, mahkeme kararından çok daha ağır bir cezadır. Ahmet Keşke bu yapabildiğini uçuruma sürüklenen en sevdiği arkadaşı ya da annesine yani çok değer verdiği birisine yapsaydı. Sizce sonuç yine aynı mı olurdu? Bu yüzden Ahmet’in yerinde ben olsam, ne kadar nefret etsem de bağırırdım ve onu durdururdum. Çünkü o an değil bir insanı kurtarmak, bütün nefretten, duygulardan daha değerlidir. Bence o olayı yaşayanın insan olup olmadığı tam olarak o anda kanıtlanırdı. Diyeceklerim bu kadar. Bu konu hakkındaki yorumuma zaman ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim :)
Uğur Başyurt 1424
Eline sağlık çok güzel olmuş👏🏿
YanıtlaSilÇok iyi kaleme almışsın!!
YanıtlaSilHaklısın
YanıtlaSilEline sağlık çok güzel yazmışsın.
YanıtlaSildetaylı olmasının yanı sıra anlaşılır olmuş ellerine sağlık
YanıtlaSilEline sağlıkk
YanıtlaSilÇok güzel açıklamışsın anlatmak istediğini yaşadım resmen tebrik ediyorum
YanıtlaSilÇok güzel olmuşş eline sağlık
YanıtlaSilDüşüncene katılıyorum, gerçekten çok iyi anlatmışsın
YanıtlaSilBaşarılı bir yazı olmuş tebrik ederim
YanıtlaSilkesinlikle katılıyorum çok beğendim eline sağlıkk
YanıtlaSilÇok güzel olmuş eline sağlık
YanıtlaSilGerçekten düşüncelerin çok doğru tebrik ederim
YanıtlaSilEtkileşimli ve etkileyici bir dil seçimi, tebrik etmemek ayıp olur, eline sağlık!
YanıtlaSilbayıldım dostum
YanıtlaSileline saglik cok guzel yazmissin
YanıtlaSilüstüne çalıșılmıș bir yazi eline sağlık
YanıtlaSilEllerine sağlık 👏🏻
YanıtlaSil👏🏻Ellerine sağlık çok güzel olmuş yürekten tebriklerrrrr👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻
YanıtlaSilEmeğine sağlık çok güzel açıklamışsın tebrik ederim
YanıtlaSilBaşarılı👏
YanıtlaSil